Chiron'a Dair Her Şey
Chiron'u mitolojik hikayesini astrolojik vurgusuyla anlatacağım. Ancak bu anlatımlar için iki kaynak kullanacağım. Aralarda kendi yorumumu yaptım. Dikkatle okuyunuz. Çünkü özellikle bu asteroidin mitolojik öyküsü anlaşılmadan şifasını bulmasını mümkün görmemekteyim.
Chiron, mitolojik arka planı da düşünülünce şifalanmayı bekleyen ancak şifayı, ancak yarayla yüzleşince ve kendimizi dönüştürünce bulabileceğiniz bir yaraya işaret eder.
Yararlandığım ve alıntılama yaptığım linkler;
☑ https://www.google.com.tr/url?q=https://kosmoszamandayolculuk.wordpress.com/2017/07/01/chiron-kiron/amp/
☑ http://www.astrolojidergisi.com/mitoloji12.htm
Chiron (Kiron) öyküsü klasik Yunan mitolojisinden tasvir edilmiştir. Yarı insan-yarı at olan yaratıkların genel adı CEntaur (Santor)dur. Bir centaur olarak doğan Kiron'un at şeklinde bir alt bedeni ve bacakları, insan gövdesi şeklinde üst bedeni ve kolları vardır.
Kiron, Kronos (Satürn) ile (peri) Philyra'nın oğludur. Philyra, Kronos'tan saklanmak için kendini Ay'ın karanlık yüzüne çevirir. Ancak Philyra'nın kendisini tanımaması için bir At'a dönüşen Kronos, Philyra'yı böylelikle kandırır ve bu birliktelikten bir oğulları olur.
Bacakları ve bedeniyle bir at, gövde ve kollarıyla da bir insan şeklinde doğan Kiron'u gören Philyra dehşete düşer ve tanrılara kendisini bir ıhlamur ağacına çevirmeleri için yalvarır. Kiron ilk yarayı doğumuyla almıştır. Bu yüzden Kiron bizim "dışlanmış" hissettiğimiz yanımızdır.
İçgüdüsünün meyvesini reddeder Philyra.. Reddedilen veya bastırılan içgüdülerin açtığı yaralar bir gün karşımıza kendini yeni şekliyle ifade eden bir dengesizlik olarak çıkarabilir. Bu fiziksel veya zihinsel bir hastalık olabilir. Kiron doğum haritasında bazen bu şekilde görülür.
Terk edilen Kiron bir çoban tarafından bulunur ve Apollo'ya teslim edilir. Artık onun babası Apollo'dur ve kurtulmuştur. ancak köklerinden kopmuştur, yaralıdır, annesi tarafından reddedilmiştir. Anne-babasını tanımayan Kiron yabancıdır. Kiron "yabancı" hissettiğimiz yanımızdır.
Apollo; müzik, kehanet, şiir ve iyileştirme yeteneğinin Tanrısı bir üvey baba. Güzellik, akıl ve adalet de Apollo'nun işiydi. O hiçbir zaman ikinci değildi ve insanoğlu günahlarından arındırdı. Aynı zamanda vahşi hayvanlara ve salgın hastalıklara karşı ilahi bir koruyucuydu.
Yani Apollo'nun ifade ettiği arketip, içgüdüsel bir birlikteliğin ürünü olan Kiron'un ifadesine tam bir tezat oluşturuyordu. Bu tezatlığın elinde Kiron Apollo'nun bakımıyla hayatta kalabilmiştir, ancak sonsuza del (?) yaralı olarak yaşayacaktır.
Çünkü kendi içinde bir bölünmüşlük vardır. İçgüdüsel olarak kendini "aşağılık" ve reddedilmiş hissetmekle beraber yetiştiriliş tarzıyla Apollo'nun fikirlerinin ve öğretilerinin içgüdüselliğe karşı uyum, düzen ve yaratıcılık içinde uzlaştıran olmuştur.
Kiron bizim "aşağılık" kompleksine sahip olduğumuz alandır.
Kiron Apollo ile bilge bir erkek, bilge bir öğretmen, bilge bir şifacı ve bilge bir müzisyen olmayı öğrenir. Binicilik, okçuluk, avcılık, savaş ve eczacılık sanatı (ev yapımı bitkisel ilaçlar), ahlak kuralları, müzik, dini ritüeller ve doğa bilimleri öğreten birine dönüşür.
Bir gün öğrencilerinden biri olan Hercules ile birlikte bir av gezisindeyken, Hercules yanlışlıkla attığı zehirli oku Kiron'un at bacağına isabet eder. Bu yara Kiron'un hayvan kısmına denk gelir. Bunun manası içgüdülerin yara almasıdır. İnsanlık içgüdülerinden yaralıdır ve bunları bastırır ve bu yönde kendine zulmeder. Kiron bizim "bastırılmışlığımızdır".
Onu vuran Hercules ise başarı, motivasyon ve mükemmelliğin simgesidir. Bu maskülen prensip Batı kültüründe son birkaç yüzyıldır baskın bir şekilde görülmektedir.
Ego oluşumu için şart olan pozitif (güç, dayanıklılık ve bireysel kimlik) özelliklerinin yanı sıra negatif (kaba, yıkıcı, baskıcı, içgüdüleri ve feminenliği değersizleştiren) özellikleri insanların acı çekmesine rağmen kahramanlığa fazla prim veren yanlarını belirginleştirmektedir.
Bacağından derin yara alan Kiron, aldığı yarayı iyileştirmeye çaba harcar fakat bir türlü yarasını iyileştirmeyi başaramaz. Yarasını iyileştirme çabaları içinde yaptığı her merhem bir başka kişinin derdine derman olmaktadır. Hatta bazen iyileştirdiği kişilerce yara kanatılır.
Kiron'un bu davranışı tekrar eden ve çözümsüz görünen davranışları anımsatır. Kiron bizim "saplantılarımızdır".
Kiron acılar içindedir çlmek ister ama tanrısal gücünden dolayı ölümü beklemekte onun için çare değildir çünkü o bir ölümsüzdür. Bu olaylar esnasında, tanrılardan ateşi çalıp dünyaya getiren ve bu sayede insanoğlunun ısınabilmesi ve aydınlanabilmesini sağlayan Promete, Olimpos'ta, tanrılar kralı Zeus tarafından sonsuza dek bir kayaya zincirlenme cezasına çarptırılmıştır. Zeus'un görevlendirdiği bir akraba, her gün Promete'nin ciğerlerini yemekte, Promete büyük acılar çekmektedir.
"Yarayı ancak sebebi iyileştirir."
Kiron kendi ölümsüzlüğünden vazgeçerek Promete'yi kurtarır ve artık bir ölümlü olmuştur. Burada da son bir kez daha kendi adına hareket etmediğini görürüz.
Kiron doğduğu anda yaralıydı ancak şifa bulmak için dışarıdan bir yara alması gerekti. Bu bazen kendi yaramızı fark etmek için dışsal etkenlere ihtiyaç duymamıza işaret eder.
İçgüdüsel aklımızı dinlemeyi bıraktığımızda, içgüdülerimizle bağlantıyı kestiğimizde haklı geçinen üst yanımız her zaman içimizdeki dengesizliği sabırsızca bir felsefeye oturtmak için çabalayacak, hatta başkalarını da buna ikna edecektir.
Haritada Kiron neredeyse orada ele geçirilme ve hükmedilme tehlikemiz vardır. Bir fikir tarafından, bir amaç uğruna ele geçirilebilirsiniz. Delicesine, saplantılı şekilde aslında yaranızı ölümsüzleştirmeye çalışır ve çevrenizdeki herkesi de bunun doğruluğuna inandırırsınız.
Aslında tüm yaptığımız çaresizce içinizdeki acıya direnmektir. Bu durumda Kiron'un hikayesinde olduğu gibi yaramızı ve yaralanabileceğimizi kabul etmeye ihtiyacımız vardır. İyileşebilmenin ön koşulu kabul etmektir.
Kiron'un acısı ve yetersizliği sonsuz görülebilir ancak Barış İlhan bu konuda farklı düşünüyor ve şöyle devam ediyor;
"Kiron'un durumu sonsuza kadar sürecek bir kader gibi algılanıyor. Esasında bir insanın yaşadığı acı o konudaki (hangi burçtaysa ve hangi evdeyse) gölgeleri nedeniyle yaşadığı acıdır. Bu gölgeleri öldürmeyi göze almadıkça yaşadıkları bir acı olarak kalmaya devam eder. Oysa bu durum sonsuza kadar sürecek bir kader değildir. Şöyle düşünelim, herhangi bir konuda gerçekleşmesi çok zor olan bir özleminiz olduğunu düşünün ve siz bu özleöi dönüştürmeyi öğrendiğinzde sizi üzecek hiçbir şey kalmaz."
Ki bu yaklaşım mitolojik hikayeye de uygundur. Hikayede "yarayı iyileştiren sebebidir" konusu vurgulanıyordu. Sen öyle istediğin için (gölge yanlarını beslemeye devam ettiğin için) acı çekiyorsun. Ama eğer o isteğinin köküne inersen ve onu dönüştürürsen (öldürürsen) iyileşirsin.
Barış Hanıma göre burada ölecek olan istek teması değil, "senin beceremediğin veya hep özlem duyduğun şey"dir. Mesela eğer Kiron doğum haritasında Venüs'le kare yapıyorsa senin zaten sevmekle ilgili problemin var.
Bu kare senin kendini hırpalamaktan, hatta bulmaktan, sürekli sevmemek için yaptığın her şeyden kurtulman gerektiği anlamına gelir. Sen bunu yapmadıkça acı çekersin. Yani eskisi gibi davranmaya devam edersen acı çekmeye ve iyileşmeyi reddetmeye mahkumsun.
Ama sen bunu değiştirmeye karar verip, yeter artık ben neysem neyim kendimi seveceğim. Ben kendim sahip çıkmazsam kim sahip çıkabilir diye düşünüp, hep kendinin yanında yer almaya başlarsan zaman içinde sana zarar veren yönün ölecek.
Bunu bırakmak sana başlangıçta zor gelecek çünkü senin için iyi olmasa bile sen kendine acımak ve kendinde kusur bulmakla bir denge kurmuşsun. Şimdi bu yanını değiştirmek, alıştığın dengeyi bırakmak sana bir ölüm gibi gelebilir.
Kiron'un mitolojik öyküsü böyle. Astronomik açıdan Chiron, Satürn ile Uranüs arasında yer alan bir minör gezegendir (asteroid ya da kuyruklu yıldız). Bu nedenle Kiron'un şifası için Satürn'ün dersini alıp Uranüs'ten destek almamız gerekmeztedir.
Kiron maddiyattan maneviyata açılan kapının alanıdır. Somuttan soyuta geçiştir. Kiron'un haritada bulunduğu alanda bu geçişi sağlamanın anahtarıdır.
Aynı zamanda başkalarına iyi geldiğimiz yerdir. Bunu bilinçli olarak yapmayız. Hatta amacımız kendi şifamızdır. Ancak başkalarını şifalandırmak bize manevi olanı buldurur. Bu acıyı çekmek ve sayısız merhem denemek zorundayız. Acının dönüşümünü ancak kendimiz gerçekleştirebiliriz.
Chiron'un astronomik olarak Satürn ile Uranüs arasında yer aldığından bahsetmiştik. Bu ikisi arasında bir kapıdır Chiron. Geçmiş (Satürn) ile gelecek (Uranüs) arasında yer alan şimdidir. Şifası için Satürn ve Uranüs'ü anlamak gerekir.
éSatürn ve Uranüs gelecek için endişe ve sorumluluk hakkında dersler verirler; ikisi de zaman hakkında endişelidir (Satürn geçmişi geleceğe getiren, Uranüs şimdiyi geleceğe taşıyandır); ve ikisi de kendini tanımlamayla ilgilidir.
(Satürn kişinin limitlerini, Uranüs de kişinin bireysellik yolunu tanımlar.) İkisinin de halkalarının olmasını bilmemizle beraber aslında ikisinin de prensiplerinin birbirine bağlanmış olduğunu farkederiz. Birinden çok fazla olması diğerinden çok fazla olması kadar kötüdür.
Satürn'e doğru çok fazla gittiğimizde, Uranüs gelmeli ve bir denge getirmelidir (ya da tam tersi) ve ikisi de birinin gelişimi konusunda gerekli adımlardır. Burası Chiron'un Satürn ve Uranüs'ten ayrıldığı kısmı gösterir. Satürn geleneği eam ettirmek ister ve gelenekseli savunur.
Satürn "biz veya onlar" ayrılığı yaratır. Uranüs eskiyi söküp atmak ister, sıklıkla yerleşmiş gelenekleri hiçe sayacak konuma kadar gelir. Uranüs kolaylıkla gruptaki sağlam temeli yıkmaya yönelik güdülere kapılabilir. Ama Chiron, başına buyruk yapıyı ne savunur ne de yıkar.
Bunu yapmaktan oldukça uzaktadır. Chiron, Satürn'ün duvarında bir kapı açan, Uranüs'ün dünyasına girmemize izin veren, Satürn korumasını tam anlamıyla silmeden bizi iyileştirmesi için ihtiyacımız olan şeyi keşfetmemizi, bizi bir bütün hissetmemizi sağlayan anahtardır.
Belki hayatımızdaki kördüğümün yok olması için bir şey siliyor olabilir. Geriye baktığımızda "Bu benim dönüm noktamdı" dediğimiz her zaman için geçerlidir. Chiron bütünlemesi, üstesinden geldiğimizde başkalarına danışmanlık yapabileceğimiz deneyimler ve testler getirir.
Chiron'un Satürn'ün ya da Uranüs'ün üzerinde durması nedeniyle (hangisi daha çok vurgulanıyorsa), iyileşmenin çok fazla durağan olduğunda değişim, çok fazla değişim olduğunda da durağanlık olarak gerçekleşeceği söylenebilir.
"Chiron geldiğinde, yeni bir dünya açılır ya da eski kapılar sonsuza kadar kapanır."
Alıntı: https://www.paakademisi.com/chironu-siron-yorumlamak/
Chiron'un şifası için Satürn'ü iyi anlamak gereklidir. Öte yandan Chiron'un şifası için Uranüs'ten destek alınmalıdır. Haritada Uranüs neredeyse orada ani olaylar deneyimleriz. Farklı bir bakış açısı geliştirmemiz gerekir. Uranüs'ün aniden kopardığı, değiştirdiği şeylere ihtiyacımız yoktur. Onlara kabul vermeliyiz.
Bu bir ilişkinin bitişi, kariyer değişikliği, arkadaş çevresinin değişimi olabilir. Örnekler çoğaltılabilir. Tüm bunların köhnemiş olandan kurtulmamız için olduğunu bilmeliyiz.
Retro Chiron: Bu kişiler karamsar olabilirler. Hem kendinin hem başkalarının bilinçaltını çözümlemekte ustadırlar. Yaraları ile yüzleşmek için buldukları yolları başkalarına da uygularlar. Doğal terapistlerdir. Geçmişte şifacı olabilirler. Geçmiş yaşam yaraları tekrarlayabilir.
Chiron transitlerinden, solardaki Chiron'dan ise korkmayın. Gerek transit Chiron gerek solar Chiron hangi evinizden geçiyorsa önce yaraları fark ettirir sonra şifalandırır. Solarda hangi evde şironu görsem sevinir, şükrederim.
Chiron'un diğer gezegen ve noktalara yaptığı kare, karşıt ve kavuşum açıları o alandaki yaralarımıza ışık tutar. Chiron'u şifalandırmak onu da şifalandıracaktır. Üçgen ve sekstil açılar ise Chiron'un şifası için destek alabileceğimiz gezegenlerdir.
Ne olursa olsun Chiron'un gezegenlere temasını olumlu buluyorum. Örneğin Güneş-Chiron açıları kişinin içinde daima doğru gösteren bir pusulaya işarettir. Vicdan sahibi olmaya işarettir.
Chiron'un evi, burçlar ve açıları için küçük önerilerde bulunacağım.
Öncelikle bu yazıyı okumanızı ve bu tabloya bakmanızı öneririm. 👇
http://astrologjalemuratoglu.com/chiron_natal_burclarda/
Chiron 1. Evde/Koç'ta ya da Mars ile sert açısı varsa mum kullanın. Ateş size iyi gelir. Nedensiz biçimde yakıp o ateşi izlemek dikkatinizi kendinize toplamanıza yardımcı olacaktır. Kendinizi gerçekleştirmek için sorulara daha rahat yanıt bulabilirsiniz.
Chiron 2. Evde/Boğa'da ya da Venüsle sert açısı varsa mutlaka meditasyon yapılmasını öneriyorum. Çünkü kişinin kendi varlığını fark etmesi ve içsel dünyasıyla temas etmesi özdeğerini iyileştirecektir.
Chiron 3. Evde/ İkizler'de ya da Merkürle sert açıları varsa (kare-karşıt-kavuşum) nefes egzersizleri, mindfulness teknikleri ve hatta nefes terapisi öneriyorum. Düşünceleriniz için buna ihtiyacınız var.
Chiron'un 4. Evde/Yengeç ya da Ay ile sert açısı varsa çarelerden biri de Yin Yoga'dır. Yin Yoga çok daha yavaş hareketlerle yapılan bir yoga çeşididir. Sizin içinizdeki şefkatle temas kurmanız için, dişil enerjinizi kabulünüz için Yin Yoga birebirdir.
Chiron 5. Evde/Aslan'da ya da Güneş ile sert açılardaysa önerim tarot. Böylece bilinçaltınızı okuyabilir, daha önemlisi yaratım enerjisini kartları okuyarak ve hikayeleştirerek kullanabilirsiniz. Bu size bir oyun kadar iyi gelecektir.
Chiron 6. Evde/Başak'ta ya da Merkür ile yine sert açısı varsa tavsiyem herbalizm yani bitki şifacılığı. Bu konuda doğuştan yeteneklisiniz zaten ve inanın o bitkilerle uğraştıkça siz de şifalanırsınız.
Chiron 7. Evde/Terazi'de ya da Venüs ile sert açısı varsa boyalarla, ebru, resim, mangala tarzı şeyler yapmak. Böylece özellikle ikili ilişkilerde karar vermeden önce dişil enerjinizi iyileştirip zihninizi toplayabilirsiniz. İkili ilişkilerdeki krizlere de iyi yönde yansır.
Chiron 8. Evde/Akrep'te ya da Mars ile sert açısı varsa önerim tütsü, tılsım yapmak (yani mesela olumlamalar söylemek tütsü yakarken). Büyüden söz etmiyorum yanlış anlaşılmasın. Tütsünün yanması akrebin dönüşümünü simgeliyor. bunu hayal edin.
Chiron 9. Evde/Yay'da ya da Jupiter ile sert açısı varsa geçmiş yaşam terapisi dediğimiz regresyonu öneriyorum. Aslında burada olay geçmiş yaşamı görmek değil (ki ben inanıyorum, bu daha çok atalara götürüyor bizi) bloke edilmiş enerjileri keşfetmek, felsefemizi iyileştirmek.
Chiron 10. Evde/Oğlak'ta ya da Satürn ile sert açısı varsa kristalleri öneriyorum. Her türlü doğal taş vb kristal size iyi gelebilir. Bunu seveceğinizi düşünüyorum.
Chiron 11. Evde/Kova'da ya da Uranüs ile sert açısı varsa adres belli: Astaroloji. Bu sadece bu konum sahiplerinin değil herkesin Chiron'unu şifalandırır ancak sizin için panzehirdir.
Chiron 12. Evde/Balık'ta ya da Neptün ile sert açısı varsa önerim Akaşa/Akaşik kayıtları araştırıp üzerine okumalar, çalışmalar yapmaktır. Çünkü sizin meseleniz bilinçdışıdır. https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Aka%C5%9Fa_kay%C4%B1tlar%C4%B1
Hem burcunuzu hem evinizi hem de hangi gezegenle sert açınız varsa onu okuyun. Uygulayın. Sert açılar kare, kavuşum ve karşıt açılardır. Dikkat ederseniz önerdiğim her şey mitolojik kahramanımız Chiron'un uzman sayılabileceği alanlardır. Mitolojik hikayeyle örtüşmektedir.













Yorumlar
Yorum Gönder